1968 yılında İzmir’de doğdum. Liseyi bitirinceye kadar tüm yaşamım İzmir’de geçti. Geriye dönüp baktığımda çocukluğuma ve İzmir’e dair hep iyi anılarım olduğunu görüyorum. Yaz tatillerinin bir kısmı babamın Kemeraltı’ndaki dükkanında bir kısmı ise dedemle babaannemin Seferihisar Doğanbey’deki şeftali ve erik bahçesinin içinde deniz kenarındaki bir oda bir salon bağ evinde kardeşimle birlikte geçirirdik. Elektrik, şehir suyu ve taşıtın olmadığı bu evde yaz tatili geçirmenin ne büyük keyif olduğunu şimdi anlıyor insan.
Liseyi bitirirken ilk tercihim nedense Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin İngilizce Tıp bölümüydü. Sanırım Tıp Fakültesini İngilizce okumak fikri beni cezbetmişti. Denizsiz bir şehirde ne kadar çok sıkıntı çektiğimi kelimelerle ifade edemem, ancak tıp eğitimimi Hacettepe’de alarak ne denli doğru bir tercih yaptığımı hekimliğim süresince anladım. Yine de Hacettepe’de okumaktan ne kadar büyük keyif alsam da Ankara’da yaşamaktan da o denli sıkılmıştım. Sorun kesinlikle Ankara değildi. Ben sadece tüm yaşamım boyunca yolların denizde sonlanmasına alışmıştım.
Hacettepe’den mezun olunca uzmanlık sınavında bu kez ilk tercihim Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi oldu. Estetik-Plastik Cerrahi ihtisasına başladığım Ege Üniversitesi benim yaşama bakışımda önemli değişikliklere neden oldu. İhtisas eğitiminin zor şartlarına rağmen, İzmir’de yaşamanın keyfini gerçek anlamda çıkarmaya başladım. Çok sevdiğim hobim dalışa aktif olarak yeniden başladım. Zıpkınla balık avı en büyük zevkimdi, ama bir süre sonra yetmemeye başladı. Bunun üzerine daha profesyonel bir yaklaşım ile dalış eğitimlerini tamamlayarak hem CMAS (Dünya sualtı federasyonu), hem de PADI (Professional Association of Diving Instructors)’nin dalış eğitmeni oldum. İzmir’de gayet rahat bir yaşam planladığım sırada bölüm başkanımız değerli hocam Prof. Dr. Arman Çağdaş’ın asistanlarını Plastik Cerrahi’de yeni yaklaşımları öğrenmek ve deneyim kazanmak üzere ihtisas süresi dahilinde 6 ay yurtdışında geçirmeye teşvik etmesi sayesinde kendimi A.B.D.’de buldum.
A.B.D.’de Prof. Dr. Charles Horton ile 6 ay çalışıp güncel bilgilerle donandıktan sonra kliniğime dönüp ihtisasımı tamamladım. Ardından muayenehane açmak üzere hastaneden ayrıldım. Askerliğime kısa bir süre kalması nedeniyle bu sürede yeni muayenehane açmak yerine, ihtisasım sırasında bir süre birlikte çalıştığım değerli ağabeyim Dr. Reha Gençosmanoğlu’nun muayenehanesinde çalışmaya başladım. Estetik Cerrahi adına Reha ağabeyimden çok şeyler öğrendim ve her zaman kendisine müteşekkirim.
Askerlik sonrası tam İzmir’de muayenehane planları yaparken bir taraftan da hep aklımda İstanbul vardı. Reha ağabeyimin önerisiyle Prof. Dr. Onur Erol ile görüşmeye gittim. Böylece İstanbul serüveni başladı. İstanbul’da Onur hocam ile birlikte ONEP’te geçirdiğimiz iki yılı aşkın süre benim için gerçek anlamda çok değerli bir deneyim oldu.
2002 yılında eşimle birlikte aldığımız bir teklif üzerine tekrar A.B.D.’ne gittik. 2005 yılına dek 3 yıl boyunca Houston’da Texas Medical Center içindeki Baylor College of Medicine’da çalıştım. Bu süre içinde 2003 ve 2004 yıllarında Amerikan yüz ve çene cerrahları cemiyetinin “Yılın En İyi Araştırması” ödülünü üst üste aldım. 2005 yılında da keloidler üzerine planladığım araştırma projesi Amerikan Plastik Cerrahi Cemiyeti tarafından ödüllendirildi. Bu projelerin sponsoru olan değerli hocam Prof. Dr. Melvin Spira’ya teşekkür borçluyum. Amerika’da yaşamak bizler için yaşamımızda çok önemli bir dönüm noktası olsa da sonunda İstanbul’a döndük.
İstanbul’a döndüğüm 2005 yılından itibaren serbest olarak mesleğimi icra etmekteyim. 2009 yılından bu yana da Terrace Fulya’daki kendi muayenehanemde Estetik Plastik Cerrahi alanında çalışmaya devam etmekteyim.